8. Yargı Paketi olarak bilinen ‘7449 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ hakkında

8. Yargı Paketi olarak da ifade edilen 7499 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 12.03.2024 tarihinde 32487 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanmıştır.(1) Yasa değişikliği ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun mahpusların vesayet altına alınması ile ilgili 407. ve 471. maddelerinde düzenleme yapılmıştır. 8. Yargı Paketinin ilgili değişikliklerini içeren 5. ve 8. maddeleri aşağıdaki gibidir:

MADDE 5- 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 407’nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 407- Kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği üzerine kısıtlanır veya kendisine kayyım atanır.

Toplam beş yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği bulunmasa dahil kişiliğinin veya malvarlığının korunması bakımından gerekli görülmesi hâlinde kısıtlanabilir. Cezayı yerine getirmekle görevli makam hapis cezasının infazına başlandığını derhâl vesayet makamına bildirir.

Vesayet makamı karar vermeden önce hükümlüyü dinler. Bu Kanunun kayyımlığa ilişkin hükümleri niteliğine uygun düştüğü ölçüde bu madde için de uygulanır.”

MADDE 8– 4721 sayılı Kanunun 471’inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 471- Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis hâlinin hukuka uygun bir şekilde sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.

Hapis hâlinin devamı süresince aşağıdaki şartların varlığı hâlinde vesayet sona erdirilebilir:

1. Toplam beş yıldan az olan hapis cezasının infazına bağlı olarak verilen kısıtlama kararları bakımından kişinin isteminin bulunması,

2. Toplam beş yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazına bağlı olarak verilen kısıtlama kararları bakımından kişinin talebi üzerine kişiliğinin veya malvarlığının korunması sebebinin ortadan kalkması.”

Bu düzenlemeden önce bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı ceza alan her ergin mahpus kısıtlanmaktaydı. Ancak Anayasa Mahkemesi 22.03.2023 tarihli 2022/105 E. 2023/54 K. sayılı kararı ile ayırt etme gücüne haiz ve herhangi bir vasi atanmaksızın kendi işlemlerini yürütebilecek durumda bulunan kişilerin haklarında sadece özgürlüğü bağlayıcı ceza verilmiş olmasını, doğrudan doğruya bir kısıtlama nedeni sayan hükümlerin Anayasanın “Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” kenar başlıklı 13’üncü, “Özel hayatın gizliliği” kenar başlıklı 20’nci ve “Mülkiyet hakkı” kenar başlıklı 35’inci maddelerine aykırı olduğunu belirterek TMK m. 407 ve 471 hükümlerini iptal etmiştir.(2)

Yapılan kanun değişikliği ile beş yıldan az ceza alan mahpusların yalnızca kendi isteği ile kısıtlanabileceği düzenlenmiştir. Toplam beş yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezası olan mahpuslar ise kendileri talep etmese dahi vesayet makamı tarafından kısıtlanabilecektir. Kısıtlama kararı toplam beş yıldan az olan hapis cezasının infazına bağlı olarak verilen kararlar bakımından mahpusun isteminin bulunması; toplam beş yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazına bağlı olarak verilen kararlar bakımından ise mahpusun talebi üzerine kişiliğinin veya malvarlığının korunması sebebinin ortadan kalkması hâlinde sona erdirilebilecektir.

1. 8. Yargı Paketi ile bir yıldan fazla hapis cezası alan tüm mahpuslara vasi atanması zorunluluğu kaldırılarak mahpusların talebi doğrultusunda vasi atanmasına veya yeni düzenleme ile kayyım atanmasına imkân tanınmıştır. Ancak yapılan değişiklikte toplam beş yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezası olan mahpuslar için kişiliğinin veya malvarlığının korunması bakımından gerekli görülmesi halinde vesayet makamınca kısıtlanabilecekleri düzenlenmiştir. Yapılan düzenlemeler mahpusların hüküm almasıyla doğrudan kısıtlanması ve vasi atanmasını ortadan kaldıracağı için olumlu bir gelişmedir. Ancak bu yasal değişikliğin mahpuslar arasında ceza miktarı bakımından ayrım yapılarak düzenlendiği görülmektedir. Bu ayrım esaslı yapılan düzenleme yasak değişikliğin, mahpusların hak ve özgürlüklerini korumak ve ihlal etmeme amacıyla çelişmektedir.

Mahpuslara istekleri dışında vasi atanması mahpusların haklara erişimini zorlaştırdığı hatta engellediğine dair birçok mahpus aktarımı ve gözlemimiz bulunmaktadır. Özellikle aile veya yakınlarıyla ilişki veya iletişim problemi bulunan; LGBTİ+, engelli, dil sorunu bulunan yabancı mahpuslar gibi özel ihtiyaçlı mahpusların kısıtlı olmaları ve vasilerini kimi zaman tanımadıkları için haklarına erişim konusunda sorun yaşadıkları görülmektedir. Böyle durumlarda mahpusun kısıtlanarak vasi atanması, mahpus aleyhine olmakta ve haklarının kısıtlandığı anlamına gelmektedir.

2. Öte yandan; Türkiye Noterler Birliği tarafından 12.06.2019 tarih, 13 ve 14 sayılı birleştirilmiş genelgeler ile hapishanede hükümlü statüsünde bulunan ve kısıtlanmış olan mahpusların vasiye gerek olmaksızın doğrudan kendilerinin vekaletname verebilecekleri belirtilmiştir.(3) Bu kararın uygulanmasının sağlanması ya da yasalaştırılması ile mahpuslar için daha avantajlı bir düzenleme yapılabilecekken mahpuslar arasında ceza miktarı yönünden ayrım yapan ve sınırlı bir özgürlük tanıyan düzenlemenin tercih edilmesi mahpusların haklara erişimini kısıtlamakta hatta kimi zaman engellemektedir.

Tüm bu sebeplerle mahpusların temel hak ve hürriyetlerine müdahale anlamına gelen hükümlü mahpusun doğrudan kısıtlanması ve hükümlü mahpusa vasi atanmasını mahpuslar arasında ayrım yapılmadan kaldırılarak mahpuslara bu konuda kendi durumlarının gerekliliğine göre tercih hakkı tanınmasını talep ediyoruz.

(1) https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/03/20240312-1.htm erişim tarihi 19.03.2024

(2) https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/06/20230623-7.pdf

(3) https://www.hukukihaber.net/noterler-birliginden-avukatlar-icin-onemli-genelge