1 Haziran 2025 tarihinde “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” adıyla TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen ve kamuoyunda “10. Yargı Paketi” olarak bilinen düzenleme, 4 Haziran’da Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Söz konusu yasa değişikliğinin 13, 14, 15, 16 ve 17. maddeleri, doğrudan 5275 Sayılı İnfaz Kanun’unda önemli değişiklikler içermektedir.
Bu değişikliklerin çocuk mahpuslara ilişkin olan kısmına dair “29.05.2025 Tarihinde TBMM Başkanlığına Sunulan Yasa Teklifinin Çocuk Mahpusları İlgilendiren Maddeleri Hakkında Görüşlerimiz” adlı basın metnimizde ayrıntılı açıklama yaptığımız için bu metinde çocuk mahpuslara ilişkin düzenlemeye yeniden yer verilmeyecektir.
Yeni düzenleme ile mahpuslar lehine birtakım düzenlemeler yapılırken, bu lehe düzenlemeler mahpuslar arasında suç ve ceza temelli ayrım gözeterek yapılmıştır. Ayrıca cezaların etkili olmasını amaçladığı gerekçesiyle kapatma önlemlerini genişletirken; cezanın onarıcı, topluma kazandırıcı işlevi ikinci plana atılmıştır. CİSST olarak kapasitesinin üzerinde dolu hapishanelerde yeni cezalandırma yöntemlerinin değil, insan hakları merkezli alternatiflerin tartışılması gerektiğine inanıyoruz.
1) Denetimli Serbestlik Düzenlemeleri Bakımından:
- Yargı Paketinin 13. Maddesinde 5275 Sayılı İnfaz Kanunun Md. 105/A’da yapılan değişiklik ile mahpusların denetimli serbestlikten faydalanabilmeleri için, koşullu salıverilme tarihine kadar infaz edilecek sürenin en az 1/10’unu (beş günden az olmamak üzere) ceza infaz kurumunda geçirmeleri gerekmektedir. Madde gerekçesinde, “Düzenlemeyle, hükümlülerin belirli bir süre ceza infaz kurumunda kalması sağlanarak cezanın etkinliğinin daha da artırılması amaçlanmaktadır.” denilerek, kapatılmanın ceza etkinliğini artıracağı vurgulanmaktadır.
02.06.2025 Tarihli son açıklanan verilere göre Türkiye’de, toplam 304.608 kapasiteli 400 hapishanede 416.927 mahpus tutulmaktadır. Bu verilere göre hapishanelerde kapasitenin yaklaşık %36,87 üzerinde 112.319 mahpus tutulmaktadır. Kapasite’nin üzerindemahpusun bulunduğu hapishanelerde, hapsetmeye alternatif, onarıcı ve yapısal çözümler üretilmelidir. Her hapis cezasının bir “yatarı” olması yönünde yapılan bu değişiklikle, denetimli serbestlik hakkı daraltıldığı; onarıcı adalet anlayışından uzaklaşılarak cezalandırıcı adalet anlayışının esas alındığı görülmektedir.
2) Özel İnfaz Usulleri Bakımından:
- Yargı Paketinin 15. Maddesinde 5275 Sayılı İnfaz Kanunun Md. 110’da yapılan değişiklik ile özel infaz usullerinden hafta sonu veya geceleyin infaz ile konutta infaz usulünde yapılan düzenlemeler;
Hafta sonu veya geceleyin infazın kapsamı; kasıtlı suçlarda 1 yıl 6 aydan 3 yıla, taksirle ölüme sebebiyet verme suçu hariç olmak üzere taksirle işlenen suçlarda ise 3 yıldan 5 yıla çıkarıldı. Ayrıca, yargı metninin 20. Maddesinin birinci fıkrasına eklenen düzenleme ile hafta sonu infaz usulü, mahpusun iş yaşamı ve ailevi durumu ile ceza infaz kurumlarının düzen ve işleyişine göre, ceza infaz kurumu tarafından süresi aynı olmak koşuluyla hafta içi günlerde de uygulanabilecek.
Konutta infaz bakımından;
- Kadın, çocuk veya 65 yaşını bitirmiş hükümlüler için toplam 3 yıl,
- 70 yaşını bitirmiş kişiler için toplam 4 yıl,
- 75 yaşını bitirmiş kişiler için toplam 5 yıl,
- 80 yaşını bitirmiş mahpuslar için ise toplam 6 yıl hapis cezasının konutta infazına karar verilebilecektir.
Maddenin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar hariç olmak üzere; hapis cezasına mahkûm edilen ya da adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlülerden, 16. maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen usule göre ağır hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit edilen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut bir tehlike oluşturmadığı değerlendirilenlerin cezalarının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilecektir.
Özel infaz usullerinin kapsamı süre ve yaş bakımından genişletilmiş olsa da madde metninde belirtilen “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar hariç olmak üzere” ve “toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilenler” ifadeleriyle kapsam dışında bırakılan mahpuslar bakımından; Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde yer alan eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağına aykırı bir düzenleme yapılmıştır.
3) Tekerrür Hükümleri Bakımından:
- Yargı paketinin 14. Maddesinde 5275 Sayılı İnfaz Kanunun Md. 108’de yapılan değişiklik ile ikinci kez suç işleyenler için daha önce geçerli olan “koşullu salıverilme yasağı” kaldırıldı. Süreli hapis cezalarında cezanın dörtte üçünün infaz edilmesi koşuluyla bu kişilerin de tahliye olabilmesinin önü açıldı. Bu değişiklik olumlu bir adım olarak değerlendirilse de, diğer düzenlemelerle birlikte değerlendirildiğinde bütüncül bir reformdan çok sınırlı bir iyileştirme niteliği taşıyor.