2021 yılından itibaren tecrit koşullarını daha da ağırlaştıran ve mahpusların büyük kısmının tek kişilik hücrelerde çok az kısmının da 3 kişilik odalarda tutulduğu hapishaneler devreye konulmuştur. Özellikle Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Kapalı Hapishanelerde bulunan tüm mahpuslar “Ağırlaştırılmış Müebbet Hükümlüleri” ile aynı koşullarda tutulmaktadır. Mahpusların özellikle yeni açılan Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Kapalı Hapishanelere sevk edilmeleriyle birlikte gittikçe ağırlaşan tecrit koşullarından kaynaklı olarak yaşanan hak ihlallerine ve ağırlaşan sorunlara dikkat çekmek amacıyla burada toplanmış bulunmaktayız.
Uluslararası mevzuatlar devletlere, özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin sahip olduğu haklar konusunda yükümlülükler yüklemekte ve bu yükümlülükler Türkiye’nin ilgili mevzuatlarında da yer almaktadır. Buna göre “Özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişiler insani muamele ve insanın doğuştan kazandığı insan onuruna saygılı davranış görme hakkına sahiptir” yaklaşımı ile mahpusların hapishanede tutulma koşullarının nasıl olması gerektiği belirtilmiştir.
Fakat bugün Türkiye Hapishanelerinde ne uluslararası mevzuat ne de ulusal mevzuata riayet edilmektedir. Mahpus yakınlarının kurumlara yapmış oldukları başvurular ve avukat görüşlerinde elde edilen bilgiler doğrultusunda değerlendirme yaptığımızda; yeni inşa edilen hapishane tiplerinde insan onurunun yok edildiği, sosyal bir varlık olan insanın iletişim hakkının ortadan kaldırıldığı, hapishanelerdeki iç işleyişte büyük bir keyfiliğin hüküm sürdüğü tüm açıklığıyla gözlenmiştir.
Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Kapalı Hapishanelerinin F Tipi Hapishanelerden daha da ağırlaştırılmış bir tecrit ve izolasyonu sağlayacak şekilde inşa edilmiştir. Tek kişilik ve 3 kişilik odaların meydana getirdiği izolasyon ve havalandırmanın yalnızca bir saat olması nedeniyle 23 saatini odalarında geçirmek zorunda kalan mahpuslar üzerinde ciddi anlamda fizyolojik ve psikolojik tahribatlar meydana gelmektedir. Hücre tipi cezalandırma sisteminin mahpuslar üzerinde psikolojik olarak rahatsızlıkların başlayacağı ve fiziksel olarak kas ve iskelet sisteminde tahribat meydana getireceği, bağışıklık sistemini zayıflatacağı, odada oluşan nem ve havalandırmanın yeterli olmaması nedeniyle de solunum ve akciğer rahatsızlıkları, romatizmal hastalıkların da başlayacağı unutulmamalıdır.
Hücre tipi hapishaneler sağlıklı insanların bile çok hızlı bir şekilde hastalanmalarına neden olmaktayken zaten hastalıkları olan insanların bu hücre tiplerinde kalmaları hastalıklarını daha da derinleştirmektedir. Ağır hasta mahpuslar yaşamlarını tek başlarına idame ettiremezler. Hücre tipi hapishanelerde kalmaları, onların ölüme terk edilmesi anlamına gelir.
Sonuç olarak hücre tipi hapishaneler özellikle ağır hasta mahpusların ve diğer tüm mahpusların ruh ve bedensel bütünlüklerine zarar vermektedir. Mahpuslara özgürlüğünden mahrum kalma cezası dışında bir cezalandırma yöntemi olarak kullanılmasından dolayı bu ağır tecrit sistemi kabul edilemez. En hafif ifadeyle; mevcut uygulamalar; kötü muamele ve zamana yayılmış işkence kavramıyla açıklanabilir. Bundan dolayı Yüksek Güvenlikli Hapishaneler kapatılmalı, mahpusların, insan onuruna uygun bir yaşam sürmeleri sağlanmalıdır.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği
Çağdaş Hukukçular Derneği – İzmir Şube
Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği
İnsan Hakları Derneği – İzmir Şube
Özgürlük için Hukukçular Derneği-İstanbul Şube
Türkiye İnsan Hakları Vakfı