Tutuklu olarak yargılandığı davada, 12 Mart 2024 tarihinde, hakkında serbest bırakılma kararı verilen Suriye uyruklu yabancı mahpus Ali Veli’den 100 gündür haber alınamıyor. Ali Veli’nin Erzincan L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan tahliye edilmeden önce ailesini arayarak kendisinin geri gönderme merkezine götürülmek üzere jandarmaya teslim edileceğini söylediği biliniyor. Daha sonra, Türkiye alan kodu olan bir numara üzerinden aileyi arayan kişiler “Ali Veli’nin babasıyla takas edilmesi halinde serbest bırakılacağını” belirtiyorlar. Kısa bir süre sonra, aynı numara üzerinden aileye Ali Veli’ye yönelik işkence görüntüleri gönderiliyor. Söz konusu görüntüler, 1 Nisan 2024 tarihi itibariyle çeşitli haber ve sosyal medya paylaşımları üzerinden kamuoyuna yansıdı.
Ailenin Nisan ayı başında Mardin İHD Şubesi’ne başvurusundan sonra, Ali Veli’nin hukuki sürecini de takip eden Mardin İHD Eş Başkanı olan Avukat Gülistan Duran Altuntaş’ın Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusuna ilişkin açılan soruşturmada, 13 Mayıs 2024 tarihinde “takipsizlik” kararı verildi. Emniyet, “gönüllü geri dönüş” kapsamında Ali Veli’nin Gaziantep’ten Suriye’ye sınır dışı edildiğini öne sürdü, ancak Ali Veli hakkındaki dosyada sınır dışı edilme sürecine dair herhangi bir imzalı evrak bulunmuyor.
Tüm bunların yanı sıra, Ali Veli, tutuklandığı süreçte 17 yaşında olmasına rağmen Türkiye’ye girdiği esnada üzerinde farklı bir kimlik olması dolayısıyla resmi kayıtlara 19 yaşında olarak geçti ve bu sebepten hakkında “Suça Sürüklenen Çocuk” sıfatıyla işlem yapılmadı. Av. Gülistan Duran Altuntaş’ın başvurularına rağmen, iki ülke arasındaki olumsuz ilişkilerin de etkisiyle, mahkeme heyeti tarafından Ali Veli’nin çocuk yaşta olduğu kabul edilmedi.
100 gündür kendisinden haber alınamayan Ali Veli’nin tutuklu bulunduğu hapishaneden hangi tarihte tahliye edildiği, hangi kolluk birimine teslim edildiği, sonrasında hangi geri gönderme merkezinde kaç gün tutulduğu, Suriye’ye sınır dışı edildiyse hangi tarihte hangi saatte nasıl sınır dışı edildiği, işkence görüntülerinin nerede ne zaman kayıt altına alındığı, aileyi tehdit eden kişileri arayan numaranın kim üzerine kayıtlı olduğu ve daha birçok soru resmi kurumlar tarafından yanıtlanmayı beklemektedir. Ayrıca 6458 sayılı Kanun’un 55. maddesinde, sınır dışı etme kararı alınamayacak kişiler açık bir şekilde belirtilmiştir. Hem “sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı veya onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalma riski bulunanlar” hem de “insan ticareti mağdurları arasında olanlar, mağdur destek sürecinden yararlananlar” kriterleri dolayısıyla Ali Veli’nin Suriye’ye sınır dışı edilmiş olması açık bir hak ihlalidir.
Anayasa’nın 17. maddesi kapsamında devlet, yetki alanında bulunan bireylerin maddi ve manevi varlığını her türlü tehlikeden, tehditten ve şiddetten korumakla yükümlüdür. Ek olarak; Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı, Aşağılayıcı Muamele veya Cezaların Etkili Biçimde Soruşturulması ve Belgelendirilmesi İçin El Kılavuzu’na (İstanbul Protokolü) göre de devletlerin, açık bir şikâyetin olmadığı durumlarda dahi işkence ve kötü muamele yapıldığına ilişkin belirtiler varsa soruşturma yapma yükümlülüğü bulunmaktadır. İşkence ve kötü muamele iddialarına ilişkin soruşturma makamları, şikâyeti öğrenir öğrenmez veya şikâyet açıklığa kavuşturulur kavuşturulmaz etkili ve şeffaf bir soruşturma süreci başlatması zaruridir.
Bu bağlamda; tüm kamu idarelerini sorumluluk almaya çağırıyoruz ve 20 Haziran #DünyaMültecilerGünü’nde her insanın insan onuruna yakışır şartlarda yaşam sürmeye hakkı olduğunu hatırlatarak bir kez daha soruyoruz: #AliVeliNerede?