Bilindiği üzere insan hakları eylem planını takiben hazırlanan ve 4. Yargı Paketi tartışmalarının da bir parçası olan kanun değişiklik teklifleri; ceza infaz kurumlarının yapısı, infaz usulleri ve mahpus haklarını ilgilendiren birtakım düzenlemeler içermektedir. Bu düzenlemelerin tartışılmaya başlanmasıyla birlikte Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, sivil toplumun bir temsilcisi ve hapishane çalışmalarını merkezine alan bir örgüt olarak yapılacak görüşmelere ve nihayetinde hak temelli adalet sistemine katkı sunması için görüş bildirmiştir.[1]
Görüşlerimizi de içeren birtakım tartışmaların mecliste anıldığını tutanaklardan görmekle birlikte[2] çocuk mahpusların bu tartışmalarda hiç yer almaması, bu bilgi notunu hazırlama ihtiyacını doğurmuştur. İnfaz sisteminin karanlıkta kalan yüzü olarak çocuk mahpuslar, yapılan her türlü tartışmanın içinde yer alması gereken, hapsedilmenin kendisi ve etkileri hakkında özellikle çalışılması gereken bir gruptur. Bu gereklilik, temel olarak devletin Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye (BMÇHS) taraf olmasından ve bu sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmek üzere sorumluluk üstlenmesinden doğar. Buna rağmen fiiliyatta yasama, tüm uygulayıcılarıyla birlikte yürütme ve yargı mercilerinin çocuklar hakkında hak temelli ve bütüncül bir bakış açısına sahip olmaması, maalesef ki kaynağını doğrudan mevzuattan alan hak ihlallerine neden olmaktadır.
Çocukların özgürlüklerinden yoksun bırakılmasına ilişkin uluslararası insan hakları standartlarına[3] riayet edilmesi gerektiği ve çocuk mahpusların tutulma şartlarına dair iyileştirilmesi gereken pek çok nokta olduğu hatırlatılarak bu bilgi notunda yalnızca kanun değişikliği teklifinde bulunulan amaçla sınırlı bir açıklama yapılmaktadır.
Ailenin Korunmasına ve Çocuğun Üstün Yararına Dair Taslakta Yer Alan Amaç, Çocuk Mahpuslar Açısından Değerlendirilmemektedir.
Kanun değişikliği teklifinde hapis cezasıyla karşılaşan kadınların, çocuklarının yaş durumlarına göre infaz ertelemesinden faydalanabilmeleri düzenlenmiş ve tartışmalar sonucunda kanun teklifindeki lafzıyla kabul edilmiştir:
MADDE 6- 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Bu madde hükümleri;” ibaresi “Yukarıdaki fıkralarda yer alan hükümler;” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(7) İnfazına başlanmış olsa bile, toplam on yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan veya adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen kadın hükümlünün, on beş yaşını doldurmamış çocuğunun bulunması ve babanın da ölmüş veya ceza infaz kurumunda olması durumunda, toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağının değerlendirilmesi hâlinde cezasının infazı, çocuğun on beş yaşını doldurmasına kadar Cumhuriyet Başsavcılığınca ertelenebilir. Erteleme süresi içinde zamanaşımı işlemez. Çocuğun ölmesi veya babanın ceza infaz kurumundan salıverilmesi ya da erteleme süresi içinde hükümlü hakkında kasten işlenen bir suçtan dolayı kamu davası açılması hâlinde, erteleme kararı kaldırılarak ceza derhâl infaz olunur.”[4]
Komisyonda gerçekleşen tartışmalar ve neticesinde kabul edilen madde teklifi;
- Ebeveynin bakım yükümlülüğünde cinsiyet eşitsizliği,
- Çocuğun gelişiminin desteklenmesi ve geniş anlamda katılım hakkı karşısında cinsiyet eşitsizliği,
- Ertelenmesine dair sunulan takdir yetkisinin özellikle belli suç tipleri için infazda ve dolaylı olarak çocukların aile ve özel hayatına saygı haklarında doğuracağı eşitsizlik
Yönlerinden değerlendirilmeye hala muhtaçtır. Bu değerlendirmeler kısmen de olsa görüşmelerde yer almaktadır. Öte yandan yargı paketine ilişkin devam çalışmalarının çocuk mahpusları da kapsaması, acil olarak önerilmektedir.
Değişiklik teklifi tartışılırken “annesi ve babası hapsedilen çocukların mağduriyetlerinin giderilmesi” ifade edilmiş, çocuk mahpusların ailelerinden koparılması durumu akıllara getirilmemiştir.
BMÇHS’ye göre bir çocuğun hapsedilmesi, uygulanabilecek son yöntem olmalı ve hapsedilme, en kısa süreyle uygulanmalıdır. Ancak fiiliyatta hapsetmenin alternatiflerinin etkin, koruyucu ve destekleyici şekilde değerlendirilmediği infaz sisteminde çocuklar, uzun sürelerle özgürlüklerinden yoksun bırakılmaktadır. Hapsedilen çocukların yalnızca anne ve babalarından kopartılmasından bahsetmek, süreci eksik okumak anlamına gelmektedir. Çocuklar arkadaşlarından, okullarından, ihtiyaçları gözetilen ve hayata katılım sağlayabilecekleri bir ortamda gelişim haklarından da koparılmaktadır.
Hapsedilme şartları gözetildiğinde çocuklar, çocuk hapishanelerinde tutulma gereğinden dolayı yaşadıkları çevrelerden koparılarak uzaktaki bir hapishaneye sevk edilmektedir. Bu da fiziki ya da finansal sınırlılıklardan dolayı ziyaretçisiz kalmalarına neden olmaktadır. Çocuğun ailesine duyduğu ihtiyaç için kanunda son derece sınırlı tanınmış iletişim imkanı, çocukların tutulma şartlarıyla güçleştirilmektedir.
İnfaz sisteminin mevzuata dayanarak getirdiği ve hapis cezasının etkilerini ağırlaştıran, çocuklar için ikincil cezalandırma anlamına gelen uygulamaların hapsedilen tüm çocuklar için geçerli olduğunu hatırlatmak gerekir. 4. Yargı paketi adıyla tartışılmaya başlanan çocuğun özel hayatının ve aile hayatının korunması hakkı, çocuk mahpuslar için de acil ve vazgeçilmez olarak savunulmalıdır. Özellikle devletin çocukların hapsedilmesine dair yükümlülüğü de dikkate alınarak yargı paketindeki ilgili düzenlemelerin çocuk mahpuslar açısından da geliştirilmesi gerekir. Çocuk Koruma Kanunu ve mevzuatta yer alan denetimli serbestlik uygulamaları öncelenerek ve hatta Çocuk Koruma Kanunu kapsamında çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirler alınarak hapsetme pratiğinden uzaklaşmak, yasa koyucunun, uygulayıcıların ve yargı makamlarının temel hedefi haline gelmelidir.
Uygulamadaki hak ihlallerinin farkına vararak ve bütüncül yaklaşımda çocuğun üstün yararını gözeterek bu ve bundan sonraki her yasa veya yönetmelik değişikliğinde adalet sistemindeki çocukların risk ve ihtiyaçları tartışılmalı, çözüm üretilmelidir.
İdealin çocukların hapsedilmesi değil, adalet sisteminin çocukların bir suçun faili ya da mağduru olmaması için gerekli tedbirlerle ve hak temelli önleme mekanizmalarıyla donatılması olduğu hatırlanmalıdır.
Halihazırda tartışılmakta olan somut değişiklik önerisinde çocuk mahpusların hakları da gözetilmelidir. Çocuk mahpuslar bu kapsama alınırken çocuğun infazının ertelenerek yıllar sonra hapsedileceği gerçeğinin gölgesinde değil, hapsetmenin alternatifleri uygulanarak onarıcı adalet uygulamasıyla süreci tamamlaması sağlanmalıdır.
Meclisteki ilgili komisyonların ve çocuk haklarını benimseyen milletvekillerinin görev üstlenmesi, atılacak adımlarda rol alması ve çocuk adalet sisteminin iyileştirilmesi için öncülük etmesi beklenmektedir.
04.06.2021
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği
[1] 25.05.2021 Tarihli Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Hakkında,
[2] 27 Mayıs 2021 tarihli TBMM Adalet Komisyonu Görüşmeleri (incelenmemiş tutanak), Erişim Tarihi. 04.06.2021
[3] Konuya ilişkin BMÇHS’nin dayanak maddelerinin yanı sıra Özgürlüğünden Yoksun Bırakılmış Çocukların Korunmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Kuralları ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi’nin genel yorumlarına başvurulabilir.
[4] 267 sıra sayılı Adalet Komisyonu Raporu, s. 41. Son erişim tarihi: 04.06.2021