Hapishanelerden Gelen Koronavirüs (COVID-19) Kaynaklı Şikayetler / 01-31 Aralık

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneğine 01-31.12.2021 tarihleri arasında danışma hattından ve mektuplardan gelen şikayetler, hapishanelerin ve mahpusların bilgileri gizli tutularak raporlanmıştır. Koronavirüs salgınından güncel rapor tarihine kadar 184 farklı hapishaneden başvuru alınmıştır. Bu 184 kurumun 130’u kapalı ceza infaz kurumu, 54’ü açık ceza infaz kurumudur. Hazırlanan raporlar belirtilen tarihleri kapsar ve bu tarihlerdeki güncel şikayetleri içerir. Raporları karşılaştırarak hangi şikayetlerin süreç içerisinde azaldığını, hangi konularda yeni başvuruların eklendiğini takip edebilirsiniz. Bu raporda da risk grubunda olan hasta mahpusların güncel sağlık sorunlarına, şikayetlerine ve taleplerine yer verilecektir. Bilgilerinin paylaşılmasını isteyen hasta mahpusların durumlarını vaka başlığından okuyabilirsiniz.

Hapishanelerde Kapasite Sorunu

Mahpuslar koğuşlarının kalabalık, yatakların birbirlerine yakın mesafede olduğunu, bu yakınlıkta uyumak zorunda kaldıklarını, sosyal mesafe koyamadıklarını, açık hapishanelerde farklı koğuşlarda kalan mahpusların ortak alanlarda ve yemekhanelerde bir araya gelmek zorunda kaldıklarını aktarmışlardır.

Hapishanelerin Genel Durumu ve Hijyen Önlemleri 

  • Bazı hapishanelerde mahpuslara dağıtılan yatak, battaniye, nevresim ve çarşafların kullanılmış ve kirli verildiği, kantinde satılan ürünlerin tek tip olması sebebiyle alerjisi olan mahpusların bu ürünleri alamadığı,
  • Bazı hapishanelerin bazı koğuşlarında, kalabalık sebebiyle temiz hava akışının sağlanamadığı,
  • Bazı kapalı hapishanelerde koğuş pencerelerinin küçük olması sebebiyle yeterince havalandırılamadığı,
  • Bazı hapishanelerde infaz koruma memurlarının sosyal mesafe kurallarına uymadan kalabalık gruplarla gelerek koğuş araması yaptıkları, bu aramaların son dönemde bazı hapishanelerde haftada iki defa olacak şekilde çok sıklaştığı, koğuş araması esnasında yatak, kişisel malzemeler ve çöplerin aynı eldiven ile arandığı, bu aramalar sırasında mahpuslara maske verilmediği, mahpusların kişisel eşyalarına el konulduğu, bu durumun risk grubunda ve kronik hastalıkları olan mahpusları kaygılandırdığı,
  • Bazı hapishanelerde infaz koruma memurlarının sayım sırasında sosyal mesafeye uymadığı ve maske takmadıkları,
  • Bazı hapishanelerde aşı olan infaz koruma memurlarının hijyen önlemlerini azalttığı, maske takmadan koğuşlara girdikleri,
  • Hapishaneye giden denetim heyetlerinin, idarenin seçtiği koğuşları gezdiği, kötü şartları olan koğuşların görmediği, heyetin seçtiği koğuşların karantinada olduğu gerekçesi öne sürülerek şikayetini iletmek isteyen mahpuslar ile konuşturulmadıkları,
  • Bazı hapishanelerde sık sık elektrik kesintilerinin yaşandığı,
  • Bazı mahpusların elektrik fiyatlarının gün geçtikçe arttığını, ailelerin ekonomik olarak zorlanmasından dolayı elektrik ücretini yatıramadıkları,

Mahpusların Hijyeni

  • Bazı hapishane idareleri koğuşlara sabun, çamaşır suyu ve dezenfektanı ücretsiz dağıtırken bazı hapishanelerde bu malzemelerin ücretsiz dağıtılmadığı,
  • Ücretsiz dağıtılan malzemelerin sınırlı ve ihtiyacı karşılama konusunda yetersiz olduğu, ücretini ödeyemeyen, maddi durumu iyi olmayan mahpuslara da yeterli malzeme sağlanmadığı,
  • Bazı hapishanelerde mahpusların kantinden aldıkları temizlik malzemelerinin odalarına verilmeyip infaz koruma memurları aracılığıyla mahpuslara bardakla verildiğini.
  • Bazı hapishanelerde mahpuslara maske verildiği, bazı hapishanelerde ise mahpuslar talep etmelerine rağmen koğuştan çıktıkları diğer alanlarda maske verilmediği,
  • Alerjik astımı olan mahpuslar talep etmelerine rağmen ücretsiz maske verilmediği, görüşçülerin getirdiği maskelerin kabul edilmediği,
  • Birçok hapishanede tuvaletlere temizlik ve hijyen malzemelerinin konulmadığı,
  • Banyoların kirli olduğu, kalabalık koğuşlarda banyo kullanımı ve saatlerin kısıtlandığı,
  • Tuvalet ve lavabo sayısının az olduğu, kırılan ve tamir gerektiren lavaboların 2 yıl boyunca onarılmadığı,
  • Bazı açık hapishanelerde koğuşlarda tuvalet ve banyonun olmadığı, ortak tuvalet ve banyonun farklı koğuşlarla beraber kullandırıldığı,
  • Bazı hapishanelerde suların kirli ve kullanılamaz olduğu, suların sık sık kesildiği, soğuk ve sıcak suyun sınırlı ve belirli zamanlarda verildiği,
  • Bazı hapishanelerde suya kota konulduğu,  bu nedenle düzenli koğuş ve kişisel temizliğin yapılamadığı,
  • Kişisel hijyenin sağlanmasında sorunlar yaşandığı belirtilmiştir.

Beslenme

  • Bazı hapishanelerde verilen yemeklerin kalitesiz olduğu, hijyenik olmadığı ve yemeklerin soğuk verildiği,
  • Yemeklerin tüm mahpusların ihtiyacını karşılamada yetersiz olduğu, bazı hapishanelerde hazır işlenmiş veya konserve gıdalar verildiği,
  • Tüm bu sorunlar sebebiyle hapishanelerde dağıtılan yemekleri yiyemeyen mahpusların beslenme ihtiyaçlarını kantinden karşılamak zorunda bırakıldıkları,
  • Hapishanelerde dağıtılan yemeklerde et ve karbonhidrat dengesi sağlanmadığı, ağırlıklı olarak sebze, pilav ve makarna verildiği,
  • Bazı hapishanelerde yemek dağıtımında gerekli hijyen önlemlerinin alınmadığı,
  • Yemeklerle ilgili sorunların ilgili tüm kamu kurumlarına şikayet olarak iletildiği fakat bu konuda herhangi bir iyileştirme yapılmadığı,
  • Kantindeki ürünlerin pahalı ve ürün çeşitliliğinin az olduğu,
  • Bazı hapishanelerin kantinlerinde satılan meyvelerin çürük olduğu, mahpuslar ürünlerin pahalılığı sebebiyle haftada ancak bir çeşit meyve alabildikleri,
  • Diyet yemek verilmediği, diyet yemek veren hapishanelerde ise hastalıklar dikkate alınmadan tek tip diyet yemek verildiği,
  • Vejetaryen mahpuslara sınırlı ve bozuk yemek verildiği,
  • Vitamin ve bağışıklık güçlendirici takviyelerin sağlanmadığı belirtilmiştir.

 Sağlık hakkına erişim

  • Hasta, yaşlı ve risk grubuna giren mahpuslar için önlemler alınmadığı, temizlik malzemesinin dağıtılmadığı, mahpusların önlemlerini kendileri aldığı,
  • Bazı hapishanelerde doktorun revire gelmediği veya düzenli gelmediği,
  • Bazı mahpusların uzun zamandır revir doktorunu görmedikleri,
  • Bazı mahpusların revire çıksalar da tüm ilaçlara erişemedikleri, raporlu ilaçlarını alamadıkları veya altı ay boyunca verilmediği ve tahlillerinin yapılmadığı,
  • Bazı mahpusların hapishane revirlerinde yeterli sağlık hizmeti alamadıkları,
  • Bazı mahpusların kendilerinde Kovid-19 belirtileri olduğunu düşündükleri, bu sebeple test olmayı talep ettikleri ve test taleplerinin karşılanmadığı, belirti gösteren mahpusların hastane sevklerinin yapılmadığı,
  • Birçok hapishanede hastane sevklerinin ve düzenli tedavi görme olanaklarının olmadığı, bazı hapishanelerde muayene olması gereken mahpusların 4-6 ay boyunca hastane sevklerinin yapılmadığı,
  • Bazı hapishanelerde mahpuslar kendisine zarar verdiğinde ya da kriz geçirdiklerinde doktora çok geç haber verildiği, hastane sevklerinin prosedürler sebebi ile geç yapıldığı,
  • Kovid-19 olan bazı mahpusların hastaneye sevk edildiklerinde herhangi bir kontrol yapılmadan yalnızca ilaç verip hapishaneye geri gönderildikleri,
  • Bazı hapishanelerde sınırlı sayıda hastane sevki yapıldığı, bazı hapishanelerde hastane randevuları olmasına rağmen mahpusların hastane sevklerinin yapılmadığı, bazılarının randevularının iptal edildiği, ameliyat tarihi gelen mahpusların randevularının da hastane sevklerinin yapılmaması sebebiyle ertelendiği, ameliyat tarihleriyle ilgili idareden bilgi alamadıkları,
  • Heyet raporu gerektiren ilaçların revirde ve ilçe hastanelerinde yazılamadığı durumlarda, daha büyük ve heyet bulunan hastanelerde yazılması gerektiği, bazı hastanelerde pandemi ve yaşanan yoğunluk sebebiyle mahpusların heyete çıkarılamadığı ve ilaca erişirken sorunlar yaşadığı,
  • Hastaneye sevk edilen mahpusların muayene ve reçetelendirme aşamalarında İKM’lerin duruma müdahale ettiğini, bu müdahaleler sonucu yazılan reçetenin iptal edildiği,
  • Açık hapishanelerde doktorun raporlu olarak verdiği ilaçların hasta mahpuslara verilmediği, ilaç kullanmaları ya da hastaneye gitmeleri durumunda kapalı cezaevine gönderilecekleri belirtilerek sağlık haklarına erişimin engellendiği,
  • Birden çok hastalığı olan mahpusların sadece bir hastalığı için hastaneye sevk edildiği, diğer hastalıkları için sevk edilmedikleri, tedavi olamadıkları ve diğer hastalıkları için tekrar sevk edilmeyi bekledikleri,
  • Birçok hapishanede diş ünitelerinin pandemi ile birlikte hizmet vermediği, hapishanelerdeki diş hekimlerinden hizmet alınamadığı, diş çekimi, dolgu vb. müdahaleler için gerekli ekipmanın bulunmadığı, yalnızca antibiyotik ve ağrı kesicilerle tedavilerinin yapıldığı, mahpusların hastane sevkleri yapılamadığı için dişten kaynaklı şikayetlerinin arttığı,
  • Bazı hapishanelerde diş ünitelerine sevklerin yapılmadığı, sadece diş çekiminin yapılacağını, diğer hiçbir işlerin yapılamayacağı mahpuslara belirtildiği ve mahpusların tedavi edilebilecek dişlerin çekilmeye zorlandığı,
  • Bazı hapishanelerde acil değil denilerek mahpusların göz tedavilerinin aksatıldığı,  
  • Mahpusların fizik tedavi hizmetlerine erişemediği,
  • Revir doktorlarının mahpusların sağlık durumları sebebiyle hastaneye sevk edilmesinin gerekli olduğunu ifade ettikleri hallerde dahi hapishane idarelerinin hastane sevklerini gerçekleştirmediği, uzun zamandır hastane sevki yapılmayan durumu ağırlaşan hasta mahpuslar olduğu,
  • Kanser hastalığı başta olmak üzere düzenli takip edilmesi gereken hastalıkların takibinin yapılmadığı, kanser hastası mahpusların bazı ilaçlarından ücret talep edildiği,
  • Bazı mahpusların reçeteli olan psikiyatrik ilaçlara erişemediği,
  • Kronik hasta mahpusların hastane sevklerinin uzun zamandır yapılmamasının sağlık sorunlarının artmasına neden olduğu ve bunun durumlarını kritik aşamalara getirdiği,
  • Bazı hapishanelerde acil durumlar olmasına rağmen ambulans çağırılmadığı,
  • Bazı hapishanelerde hastaneye sevk edilen mahpuslarda sosyal mesafenin gözetilmediği, bazı hapishanelerde sıklıkla çift kelepçe uygulandığı,
  • Hastane sevkleri yapılacak mahpuslara hapishanelerdeki metal detektöründen geçmeden önce infaz koruma memurları tarafından yakın mesafe ve elle üst ve ağız içi araması yapıldığı, metal dedektörden geçtikten sonra da dış güvenlikten sorumlu jandarmalar tarafından tekrar bu aramanın tekrarlandığı, sürekli dışarıda çalışan jandarmaların bulaş risklerinin olduğu, salgının yayılmamasına yönelik önlemler alınmadan arama yaptıkları,
  • Birden fazla mahpusun ringlerde taşınmasının bulaş riskini arttırdığı,
  • Mahpusların götürüldükleri hastanelerin bulundukları hapishanelerden uzak olması sebebiyle ringlerde kalma sürelerini ve bulaş riskinin arttığı,
  • Hastanelerde tedavileri devam eden ve mahkum koğuşlarında kalan mahpuslara refakatçi bulundurmalarına izin verilmediği, bu nedenle ihtiyaçlarına erişemedikleri ve kaldıkları mahkum koğuşlarının hijyenik olmadığı,
  • Hapishanelerde aşı olmayı kabul eden mahpusların ikinci ve üçüncü doz aşılarını olduğu,
  • R Tipi Hapishanelerinde bakıcının olmadığını ve tek başına tutulan engelli mahpusların fiziki ihtiyaçlarını karşılamakta güçlükler yaşadığını, bazılarının hiç karşılayamadığı belirtilmiştir.

Karantina Koğuşları

  • Hastaneden dönüşte 14 gün boyunca karantinada kalarak virüs kapma riskinin artacağı endişesiyle genel olarak tüm mahpusların hastaneye sevk konusundaki endişelerinin arttığı, hayatlarını tek başına idame ettiremeyen mahpusların da karantinada ihtiyaçlarını nasıl gidereceklerini bilemedikleri için hastaneye sevk olmak istemedikleri,
  • Hastaneye gitmek zorunda kalan ağır hasta mahpusların hastaneden döndükten sonra karantinada tutulduğu ve ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayan mahpusların birçok problem yaşadıkları,
  • Gözlem altında tutulmaları ve tek başına kalamayacaklarına dair doktor raporları bulunan hasta mahpusların, karantina koğuşlarında tek tutulmaya devam edildiği, kendilerine hiçbir sağlık hizmetinin verilmediği ve düzenli olarak kontrollerinin yapılmadığı,
  • Bazı karantina koğuşunda kalan hasta mahpusların gerekli sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanamadıkları,
  • Bazı hapishanelerde karantina koğuşunda kalan mahpusların bu koğuşlara yeni alınan mahpuslar sebebiyle karantina sürelerinin arttığı, testleri negatif çıkmasına rağmen 15 günden çok daha uzun süreler boyunca karantina koğuşunda kalmak zorunda oldukları,
  • Bazı hapishanelerde havalandırmaların keyfi olarak geç açıldığı ve erken kapatıldığı,  havalandırmanın kapatılmasının temiz hava imkanlarını asgariye indirdiği,
  • Bazı hapishanelerdeki karantina koğuşlarının hijyenik olmadığı, temizlenmesine yönelik idareye şikayet iletilse de temizlenmediği ve yeterince havalandırılmadığı,
  • Bazı hapishanelerde karantinada tek tutulan mahpusların havalandırmaya çıkarılmadıkları veya havalandırma olmayan alanlarda tutuldukları, bu nedenle karantina koşullarının tecrit şeklinde uygulandığı,
  • Bazı hapishanelerde karantina olarak kullanılan alanların koğuş şeklinde olduğu, mahpusların 26-36 kişilik kalabalık gruplar halinde kaldıkları,
  • Bazı hapishanelerdeki karantina koğuşlarının kapasitesinin üstünde mahpus barındırdığı, yakın mesafeli ranzalarda kaldıkları veya mahpusların yerde yattığı,
  • Bazı hapishanelerde karantina koğuşlarında bulunan yatak ve nevresimlerin kan ve idrar lekelerinin olduğu ve bu ürünlerin değiştirilmediği,
  • Bazı hapishanelerin karantina bölümlerinde kalan mahpusların gazete, radyo, TV, kitap, semaver gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmadığı,
  • Bazı hapishanelerde mahpusların kurum kantininden ücret ödeyerek aldıkları radyolara el konulduğu, AM bandına erişimin engellenmesinin haber alma hakkını asgariye indirdiği,
  • Bazı hapishanelerde Kovid-19 şüphesi veya önlemleri sebebiyle karantinada tutulan mahpusların diğer mahpuslara göre telefon hakları ve açık havaya erişimlerinin sağlanmadığı,
  • Bazı ağır hasta mahpusların karantina koşulların olumsuz etkileri sebebiyle sağlık durumlarının daha da kötüleştiği belirtilmiştir.

  Vakalar

  • Hayati Deniz Kaytan – Bolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

18 yıldır hapishanede ve 16 yıldır tek kişilik hücrede tutulan Hayati Deniz Kaytan’ın çoklu kronik sağlık sorunları ve Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden %60 engellilik raporu bulunmaktadır. Kaytan’ın beyninin her iki frontal bölgesinde 2014-2016 yılları arasında kistler oluştu ve 2021 Eylül ayında ise rutin MR kontrolü sonrası yapılan biyopsi işleminden sonra ameliyat olması gerektiği belirtildi. Ameliyat olmak için 14 Nisan 2021’de tutulduğu Bolu F Tipi KCİK’ten Ankara’ya sevk edilmişti. Kovid-19 vakalarının en yoğun olduğu süre zarfında kronik hastalıkları sebebiyle Kaytan ameliyatını bulunduğu şehir olan Bolu’da olmak istedi ve bu sebeple sevki iptal edildi. Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ameliyat olabilmek için başvurular yaptı. Hastanede mahkum bekleme koğuşu olmadığı için sevki ve ameliyatı gerçekleşmedi. Tüm bu sebeplerden sağlık sorunlarının derinleşti ve sağlığa erişim hakkı ihlal edildi.

  • Serdal Yıldırım – Metris R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 

Serdal Yıldırım geçirdiği trafik kazası sebebiyle felç kaldı ve vücuduna çok sayıda platin takıldı. Tekerlekli sandalye ile yaşamını sürdürebilen Yıldırım, Metris R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kaldığı süre zarfında hasta bakıcılar tarafından yatağına taşınırken yere düşürüldü ve omurundaki platin kırıldı. Düşmeye bağlı sırtındaki ağrılarla yıllardır yaşıyor. Ayrıca Yıldırım’a nörojenik mesane teşhisi konuldu.  İdrar ve dışkısını tutmakta zorlanıyor ve pandemi sebebiyle kendisine yalnızca antibiyotik tedavisi uygulanıyor. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunca değerlendirilen raporunda tekerlekli sandalyeye bağlı yaşadığı ve hayatını tek başına idame ettiremeyeceği belirtildi. Yıldırım’ın sağlık kurulu raporları, ATK raporları ve İstanbul Tabib Odası’nın değerlendirme raporuna rağmen “toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturacağı” cevabıyla infaz erteleme talebi reddedildi.

  • Abdurrahim Demir- Edirne F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

59 yaşında ve 27 yıldır hapishanede olan Abdurrahim Demir kronik böbrek yetmezliği hastası olarak tek kişilik hücrede kalıyor. Demir’in Sağlık Kurulu Raporunda; Katarakt, Miyopi, İşitme Kaybı hastası olduğunu, Hipoaktif sağ böbrek, hipoaktif dedrusor, 3. Evre kronik böbrek yetmezliği, Stabil koroner arter hastalığı ve plaklı koroner hastalığı yer alıyor.  Bu hastalıklara ek olarak kalp yetmezliği, katarakt rahatsızlığı ve işitme kaybı da bulunan Demir kişisel ihtiyaçlarını tek başına karşılayamıyor. Son bir yıldır pandemi gerekçe gösterilerek tedavisi ve gerekli sağlık kontrolleri yapılamıyor.[1]

  • Mehmet Salih Filiz – Ödemiş T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

23 yaşında bağırsak kanseri tanısı kondu. Tedavisi devam ederken Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Ödemiş T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna zorunlu sevk edildi. 1 aydır Ödemiş T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalıyor. Ödemiş T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kaldığı süre zarfında sağlığı kötüye gitti. Akciğerleri iyi değil ve sürekli kan kusuyor. Özel bir mama ile besleniyor. İlaçları Avrupa’dan geldiği gerekçesiyle kendisine verilmiyor. Maske ve temizlik malzemesi sağlanmamış. Bulunduğu koğuşta sosyal mesafe imkanı yok. Kendisini gören doktor acil hastane sevki istemesine rağmen hastane sevkleri yapılmadı. Hastane sevki yapılabilmesi için Filiz’den Kovid-19 olması ve herhangi bir sağlık ihlali durumunda yetkililerin bu durumu kabul etmeyeceğini içeren bir dilekçe imzalaması istendi. Ailesi ve kendisi hastaneye sevk olduktan sonra 14 gün hapishanede karantinada kalması gerekeceği ve tek başına hayatını idame ettiremeyeceği için hastaneye sevk olması konusunda endişeli.

  • Deniz Yıldırım – Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

5 yıldır tutuklu. Bağırsak ve kolon kanseri. 31 Ocak tarihinde ameliyat oldu. İnce bağırsağının bir kısmı dışarıda. 9 Mart’ta kemoterapiye başladı ve kemoterapisi devam ediyor. Karantinada yalnız tutuluyor fakat ihtiyaçlarını tek başına gideremiyor. Ailesi herhangi bir sağlık problemi ile karşılaştığında yanında müdahale edecek kimse olmaması sebebiyle tek tutulmasının bir sorun olduğunu belirtiyor.
Yıldırım, hastaneye sevk edildiği sırada temas ettiği kişilerin sayısına dikkat edilmemesi sebebiyle Kovid-19 oldu. Yıldırım’ın ailesi tedavi sonucunda testinin negatif çıktığını ve hastalığı atlattığını açıklamıştır.

  • Abdulsamet Durak – Türkoğlu 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Kalp krizi geçirdi. Hastanede anjiyo oldu ve var olan iki stentine ek olarak iki stent daha takıldı. Hastanede kaldığı 3 gün boyunca kelepçeli olarak tedavisi devam etti, psikolojik şiddete maruz kaldı. Hapishanede yeterli bakım sağlanamayacağını düşündüğü için bypass olmadı. Şu an hapishanede karantinada tutuluyor. Koğuşunda kalan bir arkadaşı yanında kalıyor ve bakımını sağlıyor.

  • Mehmet Emin Özkan – Diyarbakır D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Mehmet Emin Özkan 83 yaşında ve 26 yıldır Diyarbakır D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalıyor. Vücudundaki %87 oranında fonksiyon kaybının yanı sıra Alzheimer, kötü huylu guatr, yüksek tansiyon, bağırsak ve kalp hastalıkları, beyninde baloncuk, gözde katarakt ve kemik erimesi var. Alzheimer’dan kaynaklı hafıza kaybı ve iki kulağında da işitme kaybı var. Şimdiye kadar 5 kalp krizi ve 4 anjiyo geçirdi. Hayatını tek başına idame ettiremeyen Özkan’ın bakımıyla aynı koğuşta birlikte kaldığı oğlu ilgilenmekteydi. Özkan’ın oğlu kendi isteği dışında farklı bir hapishaneye sevk edildi ve babasından ayrılmak zorunda kaldı. Oğlunun farklı bir kuruma gönderilmesiyle birlikte Özkan’a başka bir mahpus refakat etti ve bakımını üstlendi. Özkan 10 gün içinde 7 kez kelepçeli bir şekilde hastaneye kaldırıldı, kelepçe ile yatağa bağlı bir şekilde 3 gün hastanede tedavi edildi ve sağlık sorunlarına rağmen tekrar hapishaneye geri götürüldü. 6 defa Adli Tıp Kurumundan rapor talep edilen Özkan’a hapishanede kalabilir raporu verildi. Güncel olarak Özkan’ın sağlık durumunun çok kritik olmasına rağmen, engelinin olmadığı, tek başına hayatını idame ettirebileceği ve hapishanede bulunmasının hayati bir tehlike teşkil etmediği yönünde ATK raporu düzenlendi.[2]  28.06.2021 tarihinde ATK’ye sevki yapılan Özkan için “yeterli kanaat oluşmadı” denilerek R Tipi hapishaneye sevki yapılmasına ve bir ay gözlem altına alınmasına, gözlem bittikten sonra psikososyal gözlem raporu ile birlikte tekrar ATK’ye sevk edilmesine karar verildi.

Diğer Şikayetler

  • Alınan yeni önlemlerle birlikte telefon görüşünün toplamda 20 dakika yapıldığı, bu görüşmede mahpusların tek bir kişiyle konuşmak zorunda kaldıkları, bazı hapishanelerde ise haftalık telefon sürelerinin 10 dakikayla sınırlı tutulduğu,
  • Salgın sürecinde mahpusların aileleriyle diyalog kurdukları araçların sınırlandırıldığı,
  • Bazı hapishanelerde görüş kabinin görüşten önce ve sonra dezenfekte edileceğinin söylendiği, bu nedenle 1 buçuk saat sürmesi beklenen kapalı görüşlerin farklı gerekçelerle 35-40 dakika yapıldığı, bu durumun uzak şehirlerden gelen mahpus yakınlarını psikolojik olarak zorladığı,
  • Bazı hapishanelerin avukat görüş odalarının ve görüş kabinlerinin temiz olmadığı, bu konuda uyarı yapılsa dahi gerekli hijyen önlemlerinin alınmadığı, avukat görüşleri sırasında görüş odalarının kapılarının kilitlendiğini,
  • Kapalı görüşlerin en fazla iki kişi ile yapılabildiği, mahpusların talep etmesine rağmen bu sayının artırılmadığı,
  • Mahpusların kaldıkları hapishanelerin, ailelerinin ikamet ettiği şehirlerden uzak olması sebebiyle ailelerin görüşe gelemediği,
  • Görüşe gelemeyen ailelerin mahpuslara koli gönderdikleri, bulaş riski taşımamasına rağmen bu kolilerin mahpuslara teslim edilmediği, aileler geri gönderilen kolileri tekrar gönderdiklerinde bazı hapishanelerin aldığı, bu tutumların değişkenlik gösterdiği, bu durumun mahpus yakınlarının maddi olarak da mağdur ettiği,
  • Mahpusların yakınları tarafından emanet eşya bölümüne bırakılan eşyaların mahpuslara verilmediği,
  • Bazı hapishanelerde mahpuslara dışarıdan gönderilen kıyafetlerin kendilerine haber verilmeden ailelerine geri gönderildiği veya depodaki kıyafetlerinin verilmediği,
  • Bazı hapishanelerde havaların soğumasına rağmen yazlık kıyafetlerin alınmadığını ve kışlık kıyafetlerin verilmediğini,
  • Bu önlemlerle birlikte bazı kapalı hapishanelerde mahpusların kullandıkları ortak alanların tamamen kapatıldığı ve mahpusların kullanımına izin verilmediği,
  • Hapishanelerde atölye ve sohbet gibi sosyal etkinliklere çıkarılmadığı bazı hapishanelerde aynı koğuşta kalan mahpusların haftada 1 saat açık ve kapalı spor salonuna çıkarılmaya başladığı,
  • Mahpusların kütüphaneye çıkarılmadığı, bazı mahpusların kitaba erişemediği ve fotokopi haklarından faydalandırılmadığı,
  • Bazı hapishanelerde Kovid-19 vakası olmamasına rağmen koğuş değişikliği taleplerinin farklı gerekçelerle reddedildiği, bazı hapishanelerde mahpusların talepleri dışında koğuş değişikliği yapıldığı,
  • Telefon hakkı sağlanan mahpusların telefon üzerinden şikayetlerini anlatamadıkları,  şikayetlerini aktaran mahpusların telefonlarının görüşme esnasında kesildiği,
  • Bazı hapishanelerde mahpusların yasal hakları olmasına rağmen idareye, savcılığa, mahkemelere ve anayasa mahkemesine yazdıkları dilekçelerin numaralarının kendilerine verilmediği ve başvurularının sonuçlarını alamadıkları, bu nedenle dilekçelerinin işleme alınmadığını düşündükleri,
  • Mahpuslar hapishanelerdeki hak ihlalleri ve şikayetlerini idari kurumlara başvuru yoluyla ilettikleri fakat bu başvurularla ilgili cevap alamadıkları,
  • Mahpuslar yaşadıkları sorunlara itiraz ettiklerinde infaz koruma memurları tarafından disiplin cezası ile tehdit edildikleri,
  • Bazı hapishanelerde mahpusların şikayetlerini yalnızca infaz koruma memurlarına aktarabildiği, koronavirüs önlemleri gerekçesiyle kurum idaresi ile görüşme taleplerinin kabul edilmediği,
  • Açık hapishanede kalan mahpusların herhangi bir konuda rahatsızlıklarını dile getirdiklerinde kapalı hapishaneye gönderilmekle tehdit edildiği,
  • Bazı hapishanelerde mektupların geç dağıtıldığı, bu sürenin 30-40 günü bulduğu, Türkçe yazılmayan mektuplarda bu sürelerin daha da uzadığı,
  • Salgınla ilgili şikayetlerini mahpuslar mektuplar üzerinden aktaramadıklarını, mektuplarının sansürlendiğini,
  • Bazı hapishanelerde iadeli taahhütlü mektupların iade koçanlarının mahpuslara verilmediği, pulla gönderilen mektupların mahpuslara ulaşmadığı, 
  • Sevk edilen mahpusların mektupları gittiği kurumdaki mektup okuma komisyonu tarafından tekrar okunduğu, bu mektupların bazı yerlerinin kesilerek mahpuslara iade edildiği, mahpuslar itiraz etseler dahi kesik mektuplar infaz hakimliği tarafından incelenemediğinden ihlal tespit edilemediği,
  • Bazı hapishanelerde farklı koğuşlarda bulunan mahpusların ücretsiz mektuplaşmasına izin verildiği, pandemi ile koğuşlar arası ücretsiz mektuplaşmaların durdurulduğu,
  • Ekonomik sebeplerden aynı zarfla birden fazla mahpusun mektup gönderdiği, bazı hapishanelerde bu mektup gönderiminin yasaklandığı,
  • Bazı hapishanelerde mahpusların ailelerine kargo göndermek istediği fakat bu gönderimlere izin verilmediği,
  • Bazı hapishanelerde gazetelerin mahpuslara verilmediği veya sınırlı şekilde verildiği,
  • Bazı hapishanelerde depolarda bulunan kitapların değişiminde uzun gecikmeler yaşandığı, bazı hapishanelerde 2 ayda bir mahpuslara kitap verildiği,
  • Bazı hapishanelerde beş kitap sınırlaması getirildiği, bu sayının bazı hapishanelerde ikiye kadar düşürüldüğünü, bu sayıya sözlük ve kanun gibi kitapların da dahil edildiği,
  • Mahpuslara yeni yasal değişiklikleri ilgili bilgi verilmediği, iletişim sınırlılığı nedeniyle mahpusların bu değişiklikleri takip edemediği,  bu sorunu gidermek amacıyla CİSST’in hazırlamış olduğu Mahpus Hakları El Kitabı’nı hapishanelere göndersek de bazı hapishanelerde kitabın mahpuslara verilmediği,
  • Bazı hapishanelerde mahpusların yasal hakları olmasına ve talep etmelerine rağmen güncel mevzuata erişemedikleri,
  • Bazı hapishanelerde mahpusların her dergiye erişemedikleri, şehirlerin bayilerinde dergi çeşitliliğinin az olduğu, hapishaneye alınacak dergilerde basın ilam kurulu aracılığıyla ilan verebilen ve bayide olan dergiler şartı arandığı, bu sebeplerden dergilere erişimin azaldığı ve dışarıdan gönderilen dergilerin kabul edilmediği,
  • Bazı hapishanelerde radyolarda bulunan AM bandının yasaklanması sebebiyle mahpusların yabancı dilde radyo kanallarına erişemedikleri,  
  • Bazı hapishanelerde mevzuatta izin verilen enstrümanların koğuşa alınmadığı,
  • Hapishanelerde mahpuslara yönelik kötü muamelenin, psikolojik baskının, sözlü ve fiziksel şiddetin arttığı, mahpusların intihara zorlandığı, kendisi intihar etmezse kurum çalışanlarının kendisini öldüreceğine yönelik tehditlerin olduğuna dair mahpus ve mahpus yakınlarının beyanı olduğu,
  • İnfaz koruma memurlarının sayım sırasında mahpuslara psikolojik baskı yaptığı,
  • Bazı mahpusların talepleri dışında zorunlu olarak farklı hapishanelere sevk edilmeye devam edildikleri,
  • Zorunlu sevk edilen mahpusların geldikleri hapishanelerdeki eşyalarının sevk edildikleri kurumlar tarafından kabul edilmediği ya da mahpusa eşyalarının kaybolduğu bilgisinin verildiği,
  • İzne çıkan ve ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan mahpusların sosyal güvencelerinin olmaması sebebiyle çalışamadıkları, doktora gidemedikleri ve bu süreçte Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından destek alamadıkları belirtilmiştir.
  • Hücrede tutulan bazı mahpusların mektuplarının çıkış yapmadığı, haberleşme haklarını engellendiği ve ısıtıcı vb. eşyaların verilmediği,

Özel İhtiyacı Olan Mahpusların Karşılaştıkları Sorunlar 

  • Bazı hapishanelerde ağırlaştırılmış müebbet mahpusların havalandırma saatlerinin azaltıldığı, bu durumun adli ve siyasi ağırlaştırılmış müebbet mahpuslarda farklılık gösterebildiği, günde bir saat havalandırmaya çıkarılan mahpusların yeterli temiz hava alamadıkları,
  • Ağırlaştırılmış müebbet mahpuslar havalandırma kapılarının 1-2 saat açık kalması ve sebebiyle çamaşır suyu veya deterjanla temizlik yapamadıkları, yaptıklarında ise odalarını yeterince havalandırmadıkları için mide bulantısı gibi zehirlenme belirtileri ve solunum sorunları yaşadıkları,
  • Ağırlaştırılmış müebbet mahpusların hücre pencerelerindeki demir parmaklıklara ek olarak sık dokunmuş elek takıldığı, bu elek telinin temiz hava girişini engellediği,
  • Yeterince havalandırmanın sağlanamadığı koğuşlarda yatakların ve duvarların küflendiği, nemin yoğun olması sebebiyle üst solunum rahatsızlıklarına neden olduğu,
  • Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpusların tutuldukları hücrelerin küçük ve tek lavabo olması sebebiyle bulaşık, yemek ve tuvalet ihtiyaçlarını aynı yerde karşılamak zorunda oldukları, bu durumun hijyeni sağlamayı zorlaştırdığı,
  • Tek başına tutulan ve sosyalleşme imkanı olmayan mahpusların aileleriyle görüşmelerinin de asgariye inmesinin tecrit koşullarını arttırdığı,
  • Yabancı uyruklu mahpusların, farklı gerekçelerle para ve kargo alamadığı, yurtdışına telefon görüşlerinin de aksadığı, bazı yerlerde durduğu,  yeni başlatılan görüşme hakkından faydalanamadıkları,  
  • Yabancı uyruklu mahpusların, haklarına erişemedikleri, kötü muamele,  aşağılama ve ayrımcılığa maruz kaldıkları,
  • Yabancı uyruklu mahpusların uzun zamandır Konsolosluklarına ve Büyükelçiliklerine ulaşamadığı, bu nedenle aileleri ile de görüşemedikleri,
  • Bazı yabancı uyruklu mahpusların infaz yasasından faydalanabilmelerine rağmen denetimli haklarını kullanamadıkları,
  • Yabancı uyruklu mahpusların farklı yemek kültürleri olabilmesi sebebiyle Türkiye hapishanelerinde çıkan yemeklere alışmakta zorlandıkları, kantinde yeterli çeşitlilik olmaması sebebiyle gıdaya erişemedikleri,
  • Yabancı uyruklu mahpusların çevirmen bulunmadığı ya da mektupta kullanılan dilin bilinmemesi gerekçesi ile mektuplarının ya hiç verilmediği ya da geç verildiği, tüm taleplerine rağmen kendi dillerinde kitap, dergi ve radyo yayınlarına ulaşamadıklarını,
  • Bazı kurum kütüphanelerinde yabancı dilde kitap olmadığını, televizyonda izleyebilecekleri yabancı kanalların olmadığını,
  • Kadınların ihtiyaçlarının karşılanmadığı, pede erişimin sağlanmadığı,
  • Cinsiyet uyum sürecinde olan trans mahpusların hastane sevklerinin durması sebebiyle uyum süreçlerine devam edemedikleri, farklı gerekçelerle hormon ilaçlarına erişemedikleri,
  • Bazı hapishanelerde trans kadın mahpuslara kadın kıyafetlerinin verilmediği,
  • Risk grubunda olan 65 yaş üstü mahpuslar için hiçbir ek önlem alınmadığı,
  • Engelli mahpusların salgından kaynaklı farklılaşan ihtiyaçlarını karşılamak için özel bir çalışma veya planlama yapılmadığı,
  • Bazı hapishanelerde kadın mahpusların ücretsiz pede erişemediği,

Çocuk mahpuslar için de etkinlik ve diğer eğitsel faaliyetler için hapishanelerde ayrıca bir çalışma yapılmadığı belirtilmiştir.

[1]  “Ağır Hasta Mahpus Abdurrahim Demir ve Tüm Hasta Mahpusların Sağlığa Erişiminin Önündeki Engeller Kaldırılmalıdır” başlıklı basın duyurumuzu bu linkten okuyabilirsiniz: https://cisst.org.tr/basin_duyurulari/agir-hasta-mahpus-abdurrahim-demir-ve-tum-hasta-mahpuslarin-sagliga-erisiminin-onundeki-engeller-kaldirilmalidir/

[2] 12 kurumla birlikte hazırladığımız “Yaşlı ve Ağır Hasta Mahpus Mehmet Emin Özkan’ın Tedavisi Dışarıda Gerçekleşmelidir!” başlıklı basın açıklamasını bu linkten okuyabilirsiniz:https://cisst.org.tr/basin_duyurulari/yasli-ve-agir-hasta-mahpus-mehmet-emin-ozkanin-tedavisi-disarida-gerceklesmelidir/