TCPS Basın Duyuruları 11
Türkiye’nin mahpus sayısı ilk defa 210 binleri gördü. Cumhuriyet tarihi boyunca 50 bin civarında seyreden ve 2006 yılında hızlı ve “istikrarlı” bir tırmanışa başlayan mahpusların sayısı Ağustos 2016 tarihinde 214 binlere yükseldi.
1919 yılında mahpus sayısı 35 bin civarındaydı. Bu sayı, 1970-2005 yılları arasında 50 binlerde seyretti. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından 52 binden 79 bine çıktı ancak sonrasında yine 50 binlere geri döndü. 2006 yılından sonra ise 10 sene içerisinde yaklaşık yüzde 300’lük bir artışla 210 binlere yükseldi.
Bu artışta 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan yoğun tutuklamaların etkisi olduğunu söylemek yanıltıcı olacaktır. Çünkü darbe girişiminin ardından kısmi (özel) bir af çıkarılmıştır. Bu durumu daha ayrıntılı açıklayalım:
– Darbe girişiminin ardından ilk 30 gün içerisinde 27 bin kişi tutuklandı.[1] Sonraki iki ay içerisinde, 34 bini darbe girişimi ile ilgili oldukları iddiasıyla olmak üzere tutuklanan kişi sayısı 40 bine çıktı.[2] 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan bu tutuklamaların niceliksel olarak Türkiye tarihinde bir başka rekor oluşturduğunu söylemek mümkündür (Diğer rekor mahpus sayısının ilk defa 210 binleri görmesiydi).
15 Temmuz tutuklamaları 12 Eylül darbesinin ardından yaşanan tutuklamalardan bir buçuk kat fazladır.
– 15 Temmuz’un ardından yaşanan tutuklamaların mahpus sayısının artışında önemli bir rolü olmamıştır çünkü 17 Ağustos 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kısmı (özel) bir af çıkarılmış ve ilk aşamada 38 bin mahpus tahliye edilmiştir (Bu aftan yararlanacak kişi sayısı toplamda 93 bin civarındadır. Geriye kalan 55 bin kişi de bir kaç yıl içinde tahliye olacaktır).
Bu af dikkate alındığında tahliye edilen kişi sayısının (38 bin), darbe girişimiyle alakalı olduğu iddiasıyla tutuklanan kişi sayısından (34 bin) fazla olduğu görülecektir. Çıkarılan af nedeniyle mahpus sayısının darbe girişiminden etkilenmediğini aksine düştüğünü söylemek mümkündür.
Af çıkarılmamış olsa mahpus sayısı 210 binleri değil 250 binleri görecekti (Ekim 2016 tarihli açıklamalara göre mahpus sayısı 195 bine gerilemiş durumdadır).[3]
Mahpus Sayısının Artışında Avrupa’da Birinci Dünyada Onuncu
Türkiye, Avrupa Konseyi’nin açıkladığı 2013 yılı verilerine göre, mahpus sayısındaki artış oranında (yüz bin kişi başına düşen mahpus sayısı) Avrupa Konseyi’ne üye 48 ülke içinde ilk sıradadır. 2004-2013 yılları arasında Türkiye’nin mahpus sayısı yüzde 126.6 artmıştır.[4] Bu artış Türkiye’yi açık ara diğer ülkelerin önüne yerleştirmektedir. Türkiye’nin ardından yüzde 82.8 ile Ermenistan, yüzde 60.3 ile Makedonya, yüzde 59.4 ile Hırvatistan gelmektedir.
Dünya ülkelerinin mahpus nüfusuna ilişkin istatistiklerini açıklayan Suç Politikaları Araştırma Enstitüsü’nün (Institute for Criminal Policy Research – ICPR) verilerine göre 2000-2015 yılları arasında, istatistiği tutulan 223 ülke ve bağlı bölgenin toplam nüfusu yüzde 18.2, mahpus sayısı ise yüzde 19.5 artmıştır. Dünya ülkelerinde nüfusa oranla yüzde 1.3 artış yaşanırken Avrupa’da ise gerileme söz konusudur. Bu yıllar içerisinde Avrupa’da (Rusya hariç) nüfus yüzde 3.3 artarken mahpus nüfusu yüzde 21.3 düşmüştür. Türkiye’de ise nüfus yüzde 16.1 artarken mahpus nüfusu yüzde 249 artmıştır. Bu artışla Türkiye, ICPR’ın istatistiğini tuttuğu 223 ülke ve bağlı bölge arasında mahpus sayısının artışında 10. sıraya yerleşmektedir.
2015 yılı verilerine göre Türkiye, dünyada en kalabalık mahpus nüfusuna sahip 9. ülke durumundaydı.
Türkiye’nin cezaların infazı alanında, başta bir çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi hapsetmeye alternatif yöntemlere yönelmesi, mahpus sayısını arttırmayı değil düşürmeyi hedeflemesi demokratik yönelimin gereğidir diye düşünüyoruz. Bu nedenle, politika yapıcıların ve hükümet yetkililerinin bu rakamları dikkate almasını, bu çağrıya kulak vermesini ve bu gidişatın durdurulmasını talep ediyoruz
[1] Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın 17 Ağustos 2016 tarihinde basına yansıyan açıklamasından.
[2] Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım’ın 10 Ekim 2016 tarihinde basına yansıyan açıklamasından.
[3] Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım’ın 14 Ekim 2016 tarihinde basına yansıyan açıklamasından.
[4] Avrupa Konseyi’nin istatistiklerini oluştururken açıkladığı rakamlarla, Türkiye’nin Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün (CTE) açıkladığı rakamlar karşılaştırıldığında, bu ikisi arasında farklılıklar olduğu görülmektedir. Counsil of Europe Annual Penal Statistics’in Türkiye için duyurduğu 2004 ve 2013 rakamları sırasıyla 71.148 ve 136.147 iken (http://wp.unil.ch/space/files/2015/02/SPACE-I-2013-English.pdf) CTE’nin, 2004 ve 2013 yılları için açıkladığı rakamlar ise sırasıyla 57.930 ve 145.478’dir. (http://www.cte.adalet.gov.tr) Avrupa Konseyi’nin kendisine ulaştırılan rakamlara göre hesapladığı artış yüzde 91.3 iken CTE’nin rakamlarına göre ise artış yüzde 151.1’dir. Yüzbin kişi başına düşen artış ise Avrupa Konseyi’ne göre yüzde 78.9, CTE’ye göre yüzde 126.6’dır.