TCPS Basın Duyuruları 14
Hapishanelerde yayın yasakları neredeyse her sene basında haber olmaktadır. Geçmişte mahpus başına 3 kitap, 10 kitap sınırlamaları gündeme gelmiş ve koğuşlarda, “odalarda” bulunan bu sayıların üzerindeki kitaplar toplatılmaya çalışılmıştı. Mahpusların derneğimize yazdığı mektuplar ve yaptığı başvurular süreli ve süresiz yayınlara ilişkin sınırlamaların genel ve yaygın olmasa da hala devam ettiğini göstermektedir.
Yasaklara konu olan kitaplar arasında derneğimizce hazırlanan ve TCPS Kitaplığı’ndan çıkan yayınlar da bulunmaktadır. Son olarak Şakran Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, derneğimizin bir yayınını hapishane içerisinde koğuşlardan toplatırken bir diğer yayınımızın da mahpuslara verilmemesi kararı almıştır.
Bu hapishaneden derneğimize mektup yazan bir kadın mahpus 08.08.2016 tarihinde şunları belirtmiştir:
“Sevgili Hilal Başak Demirbaş’ın çıkardığı ve adıma gönderdiğiniz “Türkiye’de LGBTİ Mahpus Olmak” kitabı cinsel sapkınlığı içerdiği ve teşvik ettiği gerekçesiyle bulunduğumuz cezaevi tarafından toplandı. ‘Ya dışarı verin, ya el koyacağız.’ dendi.”
Aynı mahpus 30.12.2016 tarihli mektubunda ise derneğimiz çalışanlarından Ezgi Duman’ın hazırladığı, “Türkiye’de Kadın Mahpus Olmak” kitabının da engellendiğini ve kendisine verilmediğini, bunun üzerine İnfaz Hakimliği’ne itirazda bulunduğunu söylemektedir.
Karşıyaka İnfaz Hakimliği, mahpusun bu başvurusu üzerine 2016/ 3523 Esas, 2016/ 3404 Karar sayılı hükmünde hapishane idaresinin almış olduğu yasak kararının haksız olduğuna ve iptaline karar vermiştir:
Hükümlünün itiraz dilekçesi içeriği, Cumhuriyet Savcısı mütalaası, celple tetkik edilen Türkiye’de Kadın Mahpus Olmak isimli kitap ile tüm dosya içeriğinin birlikte değerlendirildiğinde; kitabın ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerle yapılan röportajları içerdiği, bilimsel verilerin kullanıldığı, akademik bir çalışma olduğu, sakıncalı bir kitap olmadığından tesliminin gerektiği kanaatine varıldığından hükümlünün itirazının kabulüne (…) İzmir Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu Başkanlığı’nın 10.10.2016 tarih, 2016/410 sayılı kararının iptaline [karar verilmiştir.]
Karşıyaka İnfaz Hâkimliği’nin bu kararını önemsiyoruz. İnfaz Hakimliği bu kararı alırken olması gerekeni yapmış, sadece hapishane idaresinin kaleme aldığı metni okumakla yetinmemiş, kitabı da gözden geçirerek kararını vermiştir. İnfaz Hakimliği’nin bu karının benzer yasaklar için emsal olmasını temenni ediyoruz.
Hapishanelerde yayın yasaklarının yasal çerçevesi ve keyfiliğin zemini
Hapishanelerde yayın yasaklarının yasal çerçevesini Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un “Süreli ve Süresiz Yayınlardan Yararlanma Hakkı” başlığını taşıyan 62. Maddesi oluşturmaktadır. Bu maddenin 1. Fıkrası “Hükümlü mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla süreli ve süresiz yayınlardan bedelini ödeyerek yararlanma hakkına sahiptir” dese de 3. Fıkrası, “Kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsayan hiçbir yayın hükümlüye verilmez.”. demektedir. Kanun’un 3. Fıkrası, mahpuslara verilecek süreli ve süresiz yayınlara ilişkin olarak hapishane idaresine oldukça geniş ve kriterleri de belirli olmayan bir tasarruf hakkı tanımaktadır.
Hapishane idaresinin “Bu yayın kurum güvenliğini tehlikeye düşürüyor veya müstehcen” demesi yasak kararı için yeterlidir. Bu tasarruf, keyfiliğe zemin hazırlamakta ve sırf bu keyfiyet nedeniyle Türkiye’deki LGBTİ mahpusların durumlarını ve sorunlarını ortaya çıkarmak, kamuoyunu bilgilendirmek ve aynı zamanda politika yapıcılara, yürütmeye çözüm önerileri sunmak amacıyla kaleme alınmış olan “Türkiye’de LGBTİ Mahpus Olmak” kitabı “cinsel sapkınlığı içerdiği ve teşvik ettiği” gerekçesiyle yasaklanıp koğuşlardan toplanabilmekte, kadın mahpuslara ilişkin kitabımız sakıncalı bulunabilmektedir.
Benzer yasaklamalar nedeniyle 21 sivil toplum örgütü olarak kaleme aldığımız 1 Eylül
2015 tarihli basın duyurusunun sonuç kısmını burada tekrar ediyoruz:
Bir yayını, hapishane dışında yasak değilken hapishanede yasaklamak ve bu yasak kararının ilk derecede olsa dahi karar vericisi olarak hapishane idaresini belirlemek kanuni olsa dahi insan hakları ile bağdaşmaz. Kaldı ki, hapishane idarelerine tanınan bu keyfi tasarruf hakkı nedeniyle bazı yayınlar bazı hapishanelerde yasaklanırken diğer hapishanelerde serbest olabilmekte ve standart bir yaklaşım da sergilenmemektedir.
Mahpuslara yönelik bu çifte standart, iktidarların kendi anlayışları doğrultusunda mahpusları standardize etmeye yönelik yaklaşımları ve hapishane idarelerine tanınan keyfi tasarruf hakkı kabul edilebilir değildir. Mahkemeler tarafından hakkında toplatılma ve yasak kararı verilmeyen bütün yayınlara her bir Türkiye vatandaşı gibi mahpuslar da ulaşabilmelidir. Bu nedenle bu çifte standardı ve keyfiyeti ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler gerçekleştirilmeli ve mahpusların süreli ve süresiz yayınlara ulaşabilmesinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Anayasa’nın 26. maddesinde herkesin, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahip olduğu, bu hürriyetin resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsadığı belirtilmiş, ardından gelen 27. Maddede ise herkesin, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahip olduğu ifade edilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde de ifade özgürlüğü kapsamında, bilgi edinme hakkına yer verilmiştir:
“Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar.”
Gerek uluslararası hukukta gerek yerel mevzuatta yer verilmiş olan bilgi edinme, haber ve görüş alma hakkının korunması açısından devletlerin aktif yükümlülüğü vardır ve söz konusu haklar keyfi ve gerekçesiz olarak sınırlanmamalıdır.
Hapishane idarelerinin tasarrufuna bırakılan yasaklama, engelleme ve kurum içinde toplatma kararlarını eleştiriyor, mahkemeler tarafından hakkında toplatılma ve yasak kararı verilmeyen bütün yayınlara her bir Türkiye vatandaşı gibi mahpuslar da ulaşabilmesinin yasal güvence altına alınmasını talep ediyor ve bu gerçekleşene kadar Karşıyaka İnfaz Hakimliği’nin kararı gibi kararların çoğalmasını ve bilgi edinme hakkının kullanmasının önündeki engellerin kaldırılmasını temenni ediyoruz.