Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da Bulunan “Mahpusların Öğrenim Hakkı”na İlişkin Değişiklikler Hakkında:


7532 sayılı Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 27.11.2024 tarihinde 32735 sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı. Kanunun 18. maddesi ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 76’ncı maddesinde değişikliğe gidildi.

Bu düzenlemeden önce, kapalı hapishanelerde tutulan mahpuslar, 5275 sayılı İnfaz Kanunu ve 46/1 sayılı “Genç ve Yetişkin Hükümlü ve Tutukluların Eğitim ve İyileştirilme İşlemleri ve Diğer Hükümler” konulu genelge kapsamında yaygın eğitimden yararlanabiliyor; örgün eğitim için ise yalnızca üniversitelerin kabul etmesi halinde ara sınavlara, yıl sonu sınavlarına ve mazeret sınavlarına katılabiliyordu.[1] Ancak, 2023-2024 akademik yılı itibarıyla Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) üniversitelere gönderdiği talimat doğrultusunda, üniversiteler kapalı hapishanelerde bulunan öğrencilerin örgün eğitime devam etme taleplerini reddetmeye başladı.[2] Sonrasında, 8. ve 9. Yargı Paketleri’nin taslaklarında öğrenim hakkına ilişkin düzenlemeler yer almış olsa da bu düzenlemeler metinden çıkarılarak kanunlaştırılmadı. 7532 sayılı Kanun ile mahpusların öğrenim hakkı yeniden gündeme geldi ve bu düzenlemeler Meclis’ten geçerek kanunlaştı.

Neler değişiyor?

7532 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu kapalı hapishanelerdeki mahpusların örgün eğitime katılımı yalnızca kurum içi programlarla sınırlı tutulmaktadır. Kurum içi eğitim, mahpusların kişisel, akademik, sosyal ve mesleki gelişimini desteklemeyi amaçlayan faaliyetlerdir. Bu değişiklikle dışarıda örgün eğitime katılım kaldırılmış ve eğitim hakkı, kurumun kapasitesi ve güvenlik şartlarına bağlı olarak sunulmuştur. Eğitimlerin kurum kapasitesine bağlı olarak sunulması, mahpusların öğrenim hakkının sınırlandırılması riskini artırmaktadır.

7532 sayılı Kanuna göre; bu kanun kapsamında yapılan değişiklikler yönetmelikle detaylandırılacak ve düzenlenecektir. Dolayısıyla uygulamada esneklikler olup olmayacağı bu konuda düzenlenecek genelge yahut yönetmeliklerle daha net anlaşılacaktır. Fakat mevcut haliyle, sınavların hapishane içinde yapılması zorunluluğu getirildiği anlaşılmaktadır. Bu durum ise mahpusların sınavlara ve eğitim süreçlerine erişiminin, sınava katılmak için hapishane dışına çıkılması, bu süreçlere dış güvenlik güçlerinin eşlik etmesi ve sınav yerlerinde gerekli planlamaların yapılması gibi güvenlik gerekçeleriyle kısıtlandığını göstermektedir. Ayrıca mahpusların sınavlara dışarıda katılamaması, onların üniversite kampüsleri veya eğitim kurumları gibi ortamlarda bulunmalarını engelleyerek, sosyal ve akademik etkileşimden mahrum kalmalarına neden olmaktadır. Sınavların hapishane içerisinde yapılması, aynı zamanda bazı teknik altyapı ve personel yetersizlikleri nedeniyle eğitim sürecinde aksamalar yaratma potansiyeli taşımaktadır.

Değişikliğe göre açık hapishanelerde tutulan mahpuslar tüm öğrenim türlerinden yararlanabilecektir. Ancak derslerde başarısızlık, devamsızlık, infaz kanununda yer alan disiplin cezalarını gerektiren fiillerin işlenmesi veya üniversitenin hapishanenin işleyişine uygun olmaması durumlarında öğrenim hakkı engellenebilir. Benzer bir şekilde üniversitenin hapishane işleyişine uygunluğu, mesafesi, toplu taşıma kısıtlılığı ve ders saatlerinin hapishane giriş çıkış saatlerine uymaması gibi faktörlere bağlı olarak uygun görülmediği takdirde öğrenim kısıtlanabilecektir. Tüm bunlar neticesinde öğrenim hakkının subjektif kriterlere bağlanması, keyfi uygulamalara yol açabilir. Öğrenim hakkının kısıtlanması için başarısızlık ya da disiplin cezası gibi engelleyici faktörler, idarenin bu hakkın tesisi için sorumluluk alması yerine bir ödül gibi gösterilmesine neden olmakta ve sistemi onarıcı adalet perspektifinden daha da uzaklaştırmaktadır.

Diğer yandan yapılan değişiklikle mahpusların öğrenim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurum içinde sınavlara çevrimiçi erişim önceliklendirilmiştir. Bu durum, hapishanelerde gerekli teknik altyapı sağlandığında olumlu bir adım olarak değerlendirilebilir. Ayrıca kurum içi örgün eğitime erişimde, özel ihtiyaç grubu mahpusların önceliklendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu da özel ihtiyaç grubu mahpuslar için fırsat eşitliği sağlanması açısından olumlu bir değişim olarak değerlendirilebilir.

Mevcut durum/sorunlar

Hangi toplumsal ihtiyaca dayanılarak söz konusu değişikliklerin yapıldığı belirsizdir. CİSST’e gelen başvurulara göre öğrenci mahpuslar, üniversite harcı, sınav kayıt ücreti ve eğitim materyali giderlerini karşılayamamaktadır. Sınavlara ve ders notlarına erişimde çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadır. Mahpusların ders materyallerine erişimi, kargo ve eğitim birimlerinin yoğunluğu nedeniyle gecikebilmektedir. Ayrıca, kitap kotası ve dışarıdan gönderilen materyallere yönelik kısıtlamalar, eğitime erişimi daha da zorlaştırmaktadır. Hapishanelerde mahpusların ders çalışabileceği özel alanlar yoktur ve kütüphane kullanımı sınırlıdır. Koğuşlardaki kalabalık, gürültü, yetersiz aydınlatma gibi engeller de ders çalışmayı zorlaştırmakta; bu nedenle mahpuslar, gece saatlerinde çalışmayı tercih etmekte ancak bu da günlük düzenlerine olumsuz etki edebilmektedir. Dolayısıyla mahpusların öğrenim hakkına erişiminde çözülmeyi bekleyen pek çok sorun varken kanuni değişiklik ile aksine bir tutum alınarak mahpusların öğrenim hakkından yararlanmasını kısıtlayacak bir perspektifle uygulama değişikliğine gidilmiştir.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 2006 tarihli REC 2 Sayılı Tavsiye Kararına Göre; Uygulanabildiği ölçüde mahpusların eğitimi;

Ülkenin eğitim ve mesleki eğitim sistemiyle bütünlük içerisinde olmalıdır. Böylece mahpuslar tahliyelerinden sonra herhangi bir zorlukla karşılaşmaksızın eğitim ve mesleki eğitimlerine devam edebilirler.

            Dışarıdaki eğitim kurumlarının desteğiyle olmalıdır.[3]

Anayasa’da ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde düzenlendiği üzere eğitim bir temel insan hakkıdır dolayısıyla mahpuslara verilecek eğitim, dış dünyada aynı yaş gruplarına sağlanan eğitimle aynı olmalı ve öğrenme fırsatlarının alanı mümkün olabildiğince geniş tutulmalıdır..

Sonuç ve önerilerimiz

Her ne kadar cezalandırma sistemi, kişilerin bazı hak ve özgürlüklerden yoksun bırakılmasıyla sonuçlanıyorsa da bu durum mahpusların tüm haklarının ortadan kalktığı anlamına gelmemektedir. Eğitim hakkı temel bir insan hakkı olup herkes bu hakka sahiptir. Bir insanın hapiste olması onun toplumun tamamen dışına çıkması ve toplumsal yaşamla bağının tümüyle kopması şeklinde sonuçlanmamalıdır.

  • Kapalı hapishanelerdeki mahpusların yalnızca kurum içi örgün eğitime katılmaları kısıtlaması kaldırılmalıdır. Mahpusların, sınavlar ve bazı eğitim etkinlikleri için kampüs ortamına erişimleri, belirli güvenlik önlemleri çerçevesinde yeniden değerlendirilmelidir.
  • Açık hapishanelerdeki mahpusların eğitim hakkına erişimini kısıtlayabilecek tüm düzenlemeler ve subjektif kriterler (başarı durumu, disiplin cezaları, üniversitenin hapishane işleyişine uygun olup olmadığı gibi) kaldırılmalıdır.
  • Eğitim hakkına erişimde “kurum kapasitesi” ve “güvenlik şartları” gibi muğlak ifadeler somut kriterlerle desteklenmelidir. Bu kriterler, keyfi uygulamaların önüne geçmek amacıyla açıkça tanımlanmalıdır.
  • Hapishanelerde teknik altyapının güçlendirilmesi için adımlar atılmalıdır. Çevrimiçi eğitim materyalleri ve sınavlar için yeterli internet erişimi ve donanım sağlanmalıdır.
  • Kadın mahpuslar, engelli mahpuslar ve genç mahpuslar gibi özel ihtiyaç gruplarına yönelik eğitim programları önceliklendirilmelidir. Bu gruplar için özel materyaller ve öğretim yöntemleri geliştirilmelidir.
  • Bütün mahpusların ücretsiz eğitim alabilmeleri teminat altına alınmalıdır.
  • Hapishanelerde mahpusların ders çalışabileceği havadar, yeterli aydınlatmaya sahip, uygun ve bağımsız bölümler yaratılmalıdır.
  • Ders materyallerine erişimi hızlandırmak için kargo işlemleri ve hapishane içindeki eğitim birimlerinin işleyişi düzenlenmelidir.
  • Kitap kotası gibi kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
  • Hapishane kütüphanelerinin kaynakları artırılmalı ve mahpusların bu kütüphanelerden etkin şekilde faydalanmaları sağlanmalıdır.
  • Yeni düzenlemelerin etkileri ve uygulamadaki sorunlar belirli aralıklarla izlenmeli ve raporlanmalıdır. Bağımsız izleme mekanizmaları oluşturularak öneriler geliştirilmelidir.
  • Düzenleme ve uygulama süreçlerinde mahpusların, sivil toplum kuruluşlarının ve akademik çevrelerin görüşlerine daha fazla yer verilmelidir.

[1] https://cte.adalet.gov.tr/resimler/dokuman/198201911532446_1.pdf, Erişim Tarihi : 29.11.2024

[2] Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun 7/9360 Esas numaralı yazılı soru önergesine Yükseköğretim Kurulu Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı’nın verdiği 16201 sayılı cevap yazısı ve ekindeki Eğitim Öğretim Daire Başkanlığı’nın verdiği E-75850160-610-12244 sayılı cevap yazısı

[3] cte.adalet.gov.tr/resimler/dokuman/1982019151705tavsiye_kararlari.pdf , Erişim Tarihi : 03.12.2024